Patara Antik Kenti – Tarihçesi & Efsanesi
Patara Antik Kenti - Tarihçesi & Efsanesi
Tarihçesi
Patara Antik Kenti, Likya’nın en önemli ve en eski şehirlerinden biridir. Antalya’nın Kaş ilçesi yakınlarında yer alır ve tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır
Patara’nın tarihi M.Ö. 13. yüzyıla kadar uzanır. Hitit metinlerinde “Patar” olarak anılan şehir, Likya Birliği’nin başkenti olarak büyük bir öneme sahipti
Kent, M.Ö. 3. yüzyılda Ptolemaios egemenliğine girmiş ve Likya’nın önder kenti olmuştur. M.Ö. 2. yüzyılda ise Seleukos Krallığı tarafından kontrol edilmeye başlanmış ve Likya’nın başkenti olarak kabul edilmiştir1. Roma döneminde de önemini koruyan Patara, Roma’nın doğu eyaletleriyle bağlantısını sağlayan bir deniz üssü olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda, Roma valiliklerinin adli işlerini gördüğü bir merkez olmuştur
Bizans döneminde de gelişimini sürdüren kent, Hristiyanlar için önemli bir merkez olmuştur. “Noel Baba” olarak bilinen Saint Nicholas, Pataralıdır ve St. Paul Roma’ya gitmek için Patara’dan gemiye binmiştir. Patara, arkeolojik ve tarihsel değerlerinin yanı sıra, Akdeniz kaplumbağaları Caretta-Carettaların milyonlarca yıldır yumurtalarını bıraktıkları ender sahillerden biri olmasıyla da ayrı bir öneme sahiptir. Patara Antik Kenti’nin kalıntıları arasında, Helenistik Dönem’de inşa edilen Meclis Binası ve Tiyatro gibi anıtsal yapılar bulunmaktadır. Ayrıca, Roma dönemine ait Zafer Takı, Likya tipi lahitler ve mezarlık alanı da görülebilir Patara’nın tarihçesi oldukça zengin ve etkileyicidir.
Efsanesi
Patara Antik Kenti’nin efsanesi oldukça ilginçtir. Efsaneye göre, Patara’nın kurucusu Apollon’un oğlu Patareus’tur. Apollon, Yunan mitolojisinde güneş, müzik, şiir ve kehanet tanrısı olarak bilinir. Patareus, babası Apollon’un izinden giderek Patara’yı kurmuş ve burada bir kehanet merkezi oluşturmuştur.
Patara, Apollon’un kehanet merkezi olarak büyük bir üne sahipti. Apollon’un rahipleri, burada kehanetlerde bulunur ve gelecekle ilgili bilgiler verirlerdi. Bu kehanet merkezi, antik dönemde büyük bir saygı görmüş ve birçok insanın ziyaret ettiği bir yer olmuştur.
Efsaneye göre, Apollon’un kehanetleri, Patara’daki tapınakta bulunan kutsal bir kuyudan gelirdi. Bu kuyu, tanrının sesini duyurmak için kullanılırdı ve rahipler, bu kuyudan gelen sesleri yorumlayarak kehanetlerde bulunurlardı.
Patara’nın efsanesi, şehrin tarihine ve kültürel önemine dair derin bir anlayış sunar. Apollon’un oğlu tarafından kurulan bu şehir, antik dönemde önemli bir kehanet merkezi olarak bilinir ve bu efsane, Patara’nın mistik ve büyüleyici atmosferini yansıtır.